arasına yapıştırın. AdSense kodunuz ANNE BEBEK PORTALI: Mart 2014

19 Mart 2014 Çarşamba

Sindirim sistemi sağlığınız için 'FESLEĞEN'


FESLEĞEN (Ocimum basilicum)

Yöresel adları :Fesliyen, peslan, reyhanotu, ırıhan, rahan

Drog adı :Basilici herba / tüm bitki (kök hariç)

Eterli yağ :Basilici aetheroleum

Toplama/kurutma :Çiçeklenme aşamasında yapraklar ve çiçekli bölümler toplanır, gölge ve havadar bir yerde kurumaya bırakılır. Daha sonra ince kıyılır ve hava almayan kaplarda saklanır.
Ama saksıda yetiştirilen bitkinin taze yaprakları her zaman kullanılabilir.

Bileşim: Linalool, ve Methylchavicol içerikli eterli uçucu yağ, Cineol, tanen ve flavonlar.

Etkileri: Yatıştırıcı, gaz söktürücü, mideyi rahatlatıcı, sindirimi uyarıcı

Kullanım alanları: Fesleğen öncelikle sindirim sistemini ve sinir sistemini olumlu etkiler; şişkinlik, mide krampı, kolikler ve sindirim problemleri kullanım alanıdır. Mide bulantısını yatıştırır ve bağırsak parazitlerini öldürebilir.
Yatıştırıcı etkisi sayesinde, sinirlilikdepresyon, gerginlik ve uykusuzlukdurumlarında yardımcı olur. Epilepsi, migren ve boğmacaya karşı da denenmelidir. Geleneksel olarak, anne sütünü arttırmada kullanılır.
Bitki özsuyu, sinek ve böcek ısırıklarının tedavisinde doğrudan ısırılan bölgeye sürülerek kullanılır. Fesleğen ayrıca antibakteriyel özelliğe de sahiptir.
Fesleğenin lezzetli bir baharat olarak her mutfakta bulunması gereği de anımsanmalıdır.

Kullanım biçimi: Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış fesleğen, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilebilir.

  Fesleğen, genellikle tıpta  ve aynı zamanda yemeklik maksadıyla da kullanılır. Özellikle Fransa’da tüylü olarak 3 fut (90,4cm “1 fut = 30,4cm”dir) yüksekliğinde yetişir. Dalı, yayvan ve dörtgen biçimindedir, çiçekleri beyaz, yapraklar halka biçiminde dizilmiş sarmal şekildedir, üst tarafı toparlak ve gergin dallıdır. Yaprakların altı gri-yeşil ve siyah noktalı yağ hücreleri vardır. 1inç uzunluğunda ve 1/3inç genişliğindedir. Dokunulduğunda serinlik ve yumuşaklık hissi verir.

  Farklı büyüklüklerde birkaç değişik şekilleri vardır. Yaprakları kokulu ve renklidir. Fesleğenin yaprakları çoğunlukla koyu yeşil renktedir. Kıvrık yapraklıdır ve çiçeklerinin kısa iğneleri vardır, kısa yapraklıdır ve kokusu rezeneye benzer.  

Kimyasal Maddeler

  Fesleğenler, farklı çeşitlerde olduğu gibi kokuları da farklıdır. Çünkü bu şifalı ot, diğerlerine oranla farklı bir sayıda temel yağlar içerir. Tatlı Reyhan’ın, eugenolden gelen güçlü bir karanfil kokusu vardır. Bu kimyasalın kokusu aynı karanfile benzer. Bu narenciyenin kokusu, limonlu reyhan ve misket limonuna benzer. Afrikan mavisi reyhanda keskin bir nane kokusu vardır. Çünkü içerisinde yüksek oranda camphene ve nane ruhu vardır. Meyan fesleğeni anethol içerir ve aynı meyanda bulunan anason kimyasalın verdiği meyanın kokusuna benzer. Ve bu sebeple kimi zaman fesleğene, anason fesleğeni de denilir.

  Birçok fesleğeni kokusuyla birbirinden ayıran, oluşumunda yardımcı diğer kimyasal maddeler ve her bir fesleğen türüne özgü olan içeriği :

·        cinnamate (tarçınla aynıdır)
·        citronellol (citronella, sardunyalar ve güller)
·        geraniol (sardunyadaki gibi)
·        linalool (bir çiçek kokusu aynı zamanda kişnişteki koku)
·        methyl chavicol (tarhunun verdiği koku)
·        myrcene (defne ağacı, myrcia)
·        pinene ( adı üstünde, kimyasal olarak çam yağının verdiği koku)
·        ocimene
·        ocimene
·        terpineol

Sağlık sorunları bakımından

fesleğen, rezene ve tarhun gibi, diğer aromatik bitkilere benzer. İçerdiği Estragole’nin fare ve sıçanlarda kanserojen ve teratogen olarak etkileri biliniyor. Şimdilerde insanlar üzerindeki etkileri, kemirgenler üzerinde 100 - 1000 arasında deney yapılarak, normal olan ve  beklenen sonuç alındı. fesleğenin, kanser riskini azalttığı keşfedildi.

Fesleğen, ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından Ocimum cinsini oluşturan tek yıllık ve genellikle ılıman bölgelerde yetişen bir bitki türleri.
Yemeklerde kullanılmak üzere tarımı yapılan fesleğenin kökeni Asya'nın dönenceler arasında kalan bölgelerine dayansa da, günümüzde yeryüzünün öteki ılıman bölgelerine de yayılmıştır.
Yetişkin fesleğenlerin boyları genellikle 20 ile 60 cm arasında değişir. Renkleri açık yeşilden koyu yeşile kadar değişen yaprakları yumuşak olup, bir ile beş cm arasında uzunlukta ve bir ile üç cm arasında genişlikte olurlar. Soğuğa karşı çok duyarlı olan fesleğen bitkisi, en çok sıcak, kuru ortamları sever.
Fesleğenin yemeklerde kullanımı
Kurutulmuş fesleğen
Hem taze, hem de kurutularak kullanılan fesleğen, pişirilerek ya da çiğ yenilen yemeklerde yaygın olarak kullanılır. Kendisi pişirildiğinde tadını çabuk yitirdiği için, genellikle yemeklere son anda katılır.
Türk yemeklerinde yaygın olarak kullanılan fesleğen, öteki Akdeniz ülkelerinin ve kökeninin dayandığı güney, güneydoğu Asya ülkelerinin (özellikle de Tayland) yemeklerinde de önemli yer tutar

Kuşburnu ile cildinizi temizleyin

KUŞBURNU İLE CİLT TEMİZLEYİCİ TONİK…
Kuşburnu ve diğer kırmızı meyve ile bitkilerin güçlü antioksidan özellikler taşıdığını biliyoruz. Kuşburnu önemli bir C vitamini aracı olarak cildi temizleyici etkisi ile de ön plana çıkıyor. Doğal kuşburnulardan yararlanarak hazırlayacağımız cilt toniği cildinizi kir ve tozdan arındırabilir, serbest radikallere karşı koruyabilirsiniz. Böylece cilt gözeneklerinizin de sıkılaşmasını sağlayabilirsiniz.
Malzemeler:
¼ çay bardağı maydanoz tohumu
¼ çay bardağı kuşburnu
½ bardak su
Hazırlanışı:
Malzemeler kaynar suyun içinde 20 dakika demlenir. Soğuduktan sonra tonik olarak yüze uygulanabilir. Elde edilen tonik cam şişeye alınarak, soğuk ortamda 4 gün saklanabilir.



AYRICA KUŞBURNU HAKKINDA GENEL BİLGİLERİ DE OKUMANIZI ÖNERİRİZ

KUŞBURNU (Rosa canina)
İngl. Sweat briar fruits, Hagebutte, Fr. Cynorrhodon

Yöresel adları :Gülburnu, itburnu, gülelması, şillan

Drog adı :Cynosbati fructus sine semen / çekirdeksiz kabuk

Toplama/kurutma :Olgun kırmızı meyveler sonbaharda toplanır. Kurutmak için ortadan yarılır ve çekirdekleri çıkarıldıktan sonra hemen kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra mutlaka hava almayan kaplarda saklanmalıdır. Aksi halde etkenliğinin önemli bölümünü yitirir.

Bileşim: Bolca C vitamini ve öteki vitaminler (A, B1, B2, K, P); mineraller, meyve asitleri, flavonlar, tanen ve şeker. Çekirdekte ise Vanillin vardır.

Etkileri: Besleyici ve güçlendirici, hafif müshil, hafif idrar söktürücü, bağışıklık sistemini güçlendirici, soğuk algınlığı, yüksek ateş.


Kullanım alanları: Kuşburnu, doğal C vitamini içeren en değerli kaynaktır. Bu vitamine ihtiyaç duyulduğunda her zaman kullanılabilir. Enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı, bedenin savunma sistemlerini güçlendirir.Özellikle ilkbahar kürleri için çok uygundur. Genel güçsüzlüklere ve yorgunluklara karşı kullanılabilir.Kabızlık ve hafif safrakesesi, böbrek ve mesanerahatsızlıklarında rahatlıklar sağlayabilir. Ayrıca, kuşburnununböbreküstü bezlerini çok olumlu etkileyerek önemli hormonların üretimine destek sağladığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.


Yurdumuzun bir çok yöresinde yabani gül formatında kendiliğinden yetişmesine rağmen son yıllarda özellikle, GiRESUN ve TOKAT yörelerinde kültüre alınmış dikensiz cinsleri üretilmektedir.
 
Yabani gül gibi çiçek açmakta olup , Temmuz Ay’ından itibaren  misket büyüklüğündeki meyveleri olgunlaşmaya başlamaktadır. 
 
Dikeni güle nazaran çok az ve zayıf olmakta; kısa budama yapılırsa ,çok güzel bir görünüm vermektedir.

Kullanım biçimleri: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kuşburnu kabuğu, orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır, 10 dakika kadar kaynatılır ve süzülür; veya aynı miktar bitki aynı miktar kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak kuşburnu çayı yeterlidir.

Karışım: Soğuk algınlığı ve gribe karşıkuşburnu ve ıhlamur çiçeği çok ince kıyılarak eşit oranda karıştırılır. Bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Balla tatlandırılıp içine biraz limon sıkılan çay, elden geldiğince sıcak ve yudumlanarak içilir. Günde 2-4 bardak yeterlidir.Uyarı: Çok ender olmak üzere alerjik tepkilere yol açabilir. Çay içimine son verildiğinde bu tepkiler de sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

Kuşburnu: Şimdi Çok Gerekli

Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Çayı, marmeladı, hatta şarabı artık sofralarımızda...
Şehir yaşamına son yıllarda giren kuşburnu, aslında Anadolu'da çok bilinen ve tüketilen bir bitki. Özellikle Karadeniz'de yetişen kuşburnunun, Gümüşhane'de adına festivaller düzenleniyor. Büyük şehirlerde ise daha çok çay olarak tüketiliyor. Boya sanayisinden gıdaya, peyzajdan erozyona kadar pek çok alanda kullanılan, çok amaçlı bir bitki. 

Önce bir vitamin deposu olma özelliklerinden söz edelim. Portakalın C vitamini deposu olduğunu biliyoruz. Kuşburnunda bulunan C vitamini portakaldan kat kat fazla. (100 gramında 500-1700 mg).

C vitamininin yanı sıra A, B1, B2, K, P vitaminleri ile, protein, mineraller, potasyum, sodyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, meyve asitleri ve şeker bulunuyor. Çekirdeğinde ise vanilin var. 

Kuşburnu, enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı, bedenin savunma sistemlerini güçlendirir. Genel güçsüzlüklere ve yorgunluklara karşı kullanılabilir. 

Besleyici ve güçlendirici, hafif müshil, hafif idrar söktürücü özelliği var. Kabızlık ve safrakesesi, böbrek ve mesane rahatsızlıklarında rahatlık sağlıyor. Ayrıca, böbreküstü bezlerini çok olumlu etkileyerek önemli hormonların üretimine destek sağladığı bilimsel olarak kanıtlanmış. 

Yara iyileştirici ve kanı temizleyici özelliği var. Böbrek ve idrar yolu taşları ve kumlarında, kanlı idrarda, gut hastalığında, soğuk algınlığı ve gripte, bitkinlik durumlarında, rahim kanamasında, mide kramplarında, yanıklarda, yaralarda, yağlı yemeklere karşı duyarlılık durumlarında kullanılıyor.

Kan yapıcı, tansiyon düzenleyici, vücudun hastalıklara karşı direncini artırma gibi özelliklerinin yanı sıra kuşburnu; hemaroid ve ülser gibi hastalıklarda da yararlı oluyor. Şeker hastalarının kullanması öneriliyor. 

Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostu. Ve düzenli kuşburnu tüketmek selüliti engelliyor. 

Kuşburnu, A vitamini ve karotenoidler içermesi nedeniyle, gece körlüğü ve diğer göz problemlerinin yanı sıra akne gibi bazı cilt bozukluklarını önler, bağışıklığı artırır, kansere karşı koruyucu etki gösterir. İçerdiği B1 Vitamini; Kan oluşumuna yardımcı olur. Kavrama yeteneği ve beyin fonksiyonlarını geliştirir. Enerji, büyüme ve öğrenme kapasitesi üzerinde olumlu etkileri vardır. Vücudu yaşlanmanın, sigara ve alkolün zararlı etkilerine karşı korur. C Vitamini ise, dokuların gelişimi ve tamiri için gereklidir. Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kullanıldığı yerler : Kuşburnu, doğal tüketilmesinin yanı sıra gıda sanayisinde de kullanılıyor. Soframızda; marmelat, reçel, şarap, likör, komposto, jöle, salata, nektar, meyve suyu, çay biçiminde yer alıyor. 

Kuvvetli bir kök yapısına sahip olduğu ve toprağı iyi tuttuğu için erozyonla mücadele için gerekli yerlere özel olarak ekiliyor.

Kırmızı renkli, yumuşak etli kökleri ayrıca boya sanayisinde de kullanılıyor. Beyaz ve uçuk pembe renkli çiçekleri, kırmızı meyveleri nedeniyle de peyzaj çalışmalarında tercih ediliyor. 

Kullanım biçimleri: Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kuşburnu kabuğu, orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suya eklenir, hafif ısıda kaynama derecesine kadar ısıtılır, 10 dakika kadar kaynatılır ve süzülür; veya aynı miktar bitki aynı miktar kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak kuşburnu çayı yeterlidir. 
  Anadolu'da özellikle ezme şeklinde kullanılır. Meyveler suda kaynatılır, ezilir, çekirdeklerinden kurtarmak için elekten geçirilir, sulu kısım hafif ateş üzerinde, bulamaç kıvamına gelene kadar kaynatılır. Reçel gibi ekmek üzerine sürülerek yenir. 

Soğuk algınlığı ve gripte, kuşburnu ve ıhlamur çiçeği çok ince kıyılarak eşit oranda karıştırılır. Bir tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Balla tatlandırılıp içine biraz limon sıkılan çay, elden geldiğince sıcak ve yudumlanarak içilir. Günde 2-4 bardak yeterlidir. 

Kimlik kartı: Kuşburnu gülgiller familyasından. Halk arasında Yabangülü, Şillan, Deligül, Gülburnu, Gülelması olarak da biliniyor. Çalı formunda. Yaşam süresi çok uzun. 300 yıllık kuşburnu çalıları olduğu biliniyor. Ancak ekonomik ömrü 30-40 yıl kadar. 

Tarihçesi : Kuşburnunun tarihinin gülle eşzamanlı olduğu söyleniyor. M.Ö. Akdeniz ülkelerinde saflık ve temizliğin simgesi olarak yetiştirilmiş. Romalılar çiçeğini karın ağrıları için ilaç olarak kullanmışlar, meyvelerinden kek, reçel ve şarap yapmışlar. Hipokrat zamanında iltihaplara karşı, Ortaçağ'da ve daha sonraki dönemlerde kan tükürmelere, dişeti kanamalarına, böbrek ve safra taşlarına, tenyaya, yılancık hastalığına karşı kullanılmış.

Hava değişimine karşı kuşburnu

Sonbahar döneminde ani hava değişimi nedeniyle ortaya çıkan gribal enfeksiyonlara yakalanmamak için bol C vitamini içeren kuşburnu çayı tüketilmesi önerildi.

Bir insanın, günlük C vitamini ihtiyacının 70 ile 100 miligram arasında bulunduğunu anlatan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Parlak, bu ihtiyacın, bir bardak kaynatılmış suyun içerisine 7-8 adet kuşburnu meyvesi konulup bir süre bekletildikten sonra içilmesiyle karşılanabileceğini kaydetti.

Prof. Dr. Mehmet Parlak, sonbahar dönemlerinde nezle hastası sayısında önemli oranda artış yaşandığına dikkati çekti. Hava sıcaklıklarındaki ani değişimin yaşandığı dönemlerde vücut direncinin düştüğünü anlatan Prof. Dr. Parlak, şunları kaydetti: 
“Grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı bol C vitamini tüketilmesi çok etkili. C vitamini de kuşburnunda bol miktarda mevcuttur. 100 gram kuşburnunda 400 ile 3 bin miligram arasında C vitamini bulunmaktadır. Bu vitamine ihtiyaç duyulduğu her zaman kuşburnu tüketilmesi gerekir.” 

Parlak, kuşburnunun enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı, beden savunma sistemlerini güçlendirici bir etkiye sahip olduğunu vurguladı. 

Sonbahar döneminde düzenli olarak her gün en az 3 bardak kuşburnu çayı tüketilmesinin önemli olduğunu dile getiren Parlak, şöyle devam etti: 
“Kuşburnu, genel güçsüzlüklere ve yorgunluklara karşı da kullanılabilir. Kabızlık ve hafif safrakesesi, böbrek ve mesane rahatsızlıklarına karşı da etkili olduğu bilinen kuşburnu, özellikle sonbahar döneminde ani hava değişimine bağlı olarak ortaya çıkan grip gibi hastalıklara karşı tüketilmeli.”

Bir insanın, günlük C vitamini ihtiyacının 70 ile 100 miligram arasında bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Parlak, bu ihtiyacın, bir bardak kaynatılmış suyun içerisine 7-8 adet kuşburnu meyvesi konulup bir süre bekletildikten sonra içilmesiyle karşılanabileceğini kaydetti. 
Parlak, ayrıca sonbahar döneminde vücut ısısının dengeli tutulmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu dönemde giyim kuşama daha fazla dikkat edilmesini tavsiye etti

Ağrılarınız için Magnezyum Yağı

Magnezyum yağınıdaha önce duyduğunuzu pek zannetmiyorum? Hemen hemen her türlü ağrınıza iyileştirici bir çözüm sunan magnezyum yağı,masaj yolu ile deri tarafından  hızlı bir şekilde emilerek, sorunlu bölgeyi tedavi edebiliyor..

Magnezyum yağı, yeryüzü kabuğunun neredeyse 20 bin metre kadar derinliğinden, Kuzey Avrupa’da bulunan genç permiyan döneminden kalan bir jeolojik oluşumdur. Geçen 250 milyon yıldır izole olan hakiki magnezyum yağının her şişesi üzerinde bir saflık işareti bulunmaktadır.
Magnezyum yağı, uygulayıcı hekimler tarafından hücresel magnezyum düzeyini hızlı bir şekilde geri kazandırılması cilt ve altındaki doku tarafından kolayca emilmesi açısından, ALTIN STANDART olarak kabul edilmiştir. Bir çay kaşığına takriben, 560 mg. Magnezyum bulunmaktadır. Güçlü kemikler, eklemler, kaslar, diskler, parlak ciltler, dengeli hormonlar, sağlıklı sinir sistemi ile çok daha fazlası tümü magnezyum içeren hücreler ile sağlanır. Kokusuz ve lekesizdir. Cilt tarafından hızla emilir.
HIZLI VE KALICI SONUÇ
Neden deriden geçen magnezyum yağı, ağızdan alınan magnezyumdan üstün görülmelidir?
Deri geçişli kullanım bize sağlıklı, güvenli ve etkili bir alternatif sunar. Diğer uygulamaların aksine deriden uygulama acı vermez ve enfeksiyon riski azdır. Direkt olarak deriye yapılan uygulamada, ilaç karaciğeri geçer ve değişime uğramadan hedeflenen dokuya en iyi sonucu alacak şekilde ulaşır. Araştırmalara deriye uygulamada %95’in ihtiyaç duyulan hücrelere ulaştığını göstermiştir. Magnezyum uygulamaları etki ve başarısını bütün bedeni saran dolaşım sistemi ve cildin maddeleri emme vasfı ile açıklanmaktadır.
Bedenin ihtiyacından fazla magnezyumu emmesinden dolayı zararsızdır. Aynı zamanda magnezyum yağı masaj uygulaması genellikle önerilen magnezyum takviyelerinin ağızdan alınması yönteminden daha etkili ve üstündür. Magnezyumun uygun düzeylerde alınması için en pratik yoldur. Cildimize magnezyum kullanırken, “doku uyumu” denen şeyi üretiriz. Bu besleyicilerin tam olarak nereye gitmesini istiyorsanız, oraya yönlendirme yeteneğidir. Çünkü bu yolla magnezyum herhangi bir kayba uğramadan terapik olarak etkili düzeylerde beden dokularımızın erişimine sahip olduğu dolaşıma doğrudan girer.
AĞRILARINIZIN ÇÖZÜMÜ MAGNEZYUM YAĞI HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR?
  • Diz ve eklem ağrılarında
  • Bel fıtığı ve boyun ağrılarında
  • Boyun fıtığı ve boyun ağrılarında
  • Migren ağrılarında ve diğer baş ağrılarında
  • Romatizma ağrıları ve kireçlenmede
  • Adele ve mafsal ağrılarında
  • Sırt, ayak ve el ağrılarında
  • Spor yaralanmalarında
  • İncinme ve burkulmalarda
  • Kramplar ve kulunçlarda
  • Siyatik ağrılarda
  • Aşırı faal sinirlerde
  • Hamilelik dönemi kramp ve ağrılarında
  • Çocukların büyüme ağrılarında
  • Halsizlik ve yorgunlukta
Kullanımı tercih edilir.
UYGULAMA VE KULLANIM

En iyi sonucu elde edebilmek için, rahatsız ve ağrı olan bölgeye temiz cilde günde iki kez sabah akşam 5 dakika masaj yaparak uygulayın. Cildiniz hassas ise 1/1 oranında su ile yoğunluğunu azaltın.
MİGRENDE NASIL KULLANILMALI?
Boyun bölgesine, alın bölgesine ve şakaklara hafif masaj yapınız. Saç diplerine de friksiyon yapınız.
BEL VE BOYUN FITIĞINDA NASIL KULLANMALI?
Boyundan kuyruk sokumuna kadar bele omurgaların üzerine 5 dakika hafif masaj yapınız. Doktorunuzun verdiği egzersiz hareketleri mutlaka yapılmalıdır.
Magnezyum yağı kokusuz ve lekesiz olduğundan herhangi bir rahatsızlığa yol açmaz. Cilt tarafından 20 dakika içinde emildiği için, 20 dakika sonra yıkayabilirsiniz.
Önemli: Haricen kullanılır.  Göz, burun içi ve diğer duyarlı alanlara doğrudan temas etmesini engelleyin.
Dünyaca Ünlü Magnezyum Uzmanı  Dr. Dean’ın The Magnesium Miracle (Magnezyum Mucizesi) adlı kitabına göre;
  • Magnezyum yağı kullanımı ile ağrılar yok olur. Hormon üretimi desteklenir, enerji artışı sağlanır, adele ağrıları giderilir. Karın bölgesindeki yağlar azalır ve kalp sağlığı arttırılır.
  • Magnezyum insülin üretimi, işlevi ve taşınması için gereklidir.
  • Magnezyum kas oluşumu için zorunlu olan protein sentezi için önemlidir.
  • Kendini iyi hissetme hormonu seretonin üretimi ve işlevi magnezyuma bağlıdır.
  • Magnezyum en yüksek stres yönetimi besinidir ve stres yüzünden bitkin düşmüş adrenalin salgı bezlerini destekler, zindelik ve canlılık verir.
  • Magnezyum kalsiyumu hücrelerin dışında tutar; magnezyum düşük olduğundan kalsiyum hücre içine hücum eder, hücre ölümüne yol açar.
  • Kalsiyum emilimi ve güçlü kemikler için yeterli seviyelerde magnezyum zorunludur.
  • Magnezyum kalsiyum emilimine yardım edebilmesi için D vitaminin aktif hale getirir.
  • Magnezyum trigliseridi düşürür ve HDL’i (iyi kolestrolü) yükseltir.
  • Magnezyum doğal bir kas gevşeticidir.
  • Adet öncesi ve adet sonrası ağrı ve sancıları giderir.